Kalenin surlarından şehre bakan manzara, hem Ani Harabeleri’ne uzanan vadileri hem Iğdır ovaya kadar uzanan ufku sunar. Özellikle sabahın erken saatlerinde çıkan sis tabakasıyla kale silueti daha da mistikleşir. Gün boyunca turkuaz kareler ve koyu gölgeler burada buluşur.
Kalenin hemen aşağısında konumlanan bu tarihî cami, sivri minaresi ve kubbeleriyle dikkat çeker. Kar yağdığında külliyenin beyaza bürünmesi, siz yürürken ayağınızın altında çıtırtılı sesler bırakır. İç mekânındaki ahşap hat yazıları sizi tarihe taşır.
Kars’ı ikiye bölen küçük nehir Tunca üzerindeki taş kemer köprülerden yürümek, özellikle gündoğumu veya gün batımında romantik kareler yakalar. Su sesine karışan yürüyüş adımınız, antik bir dokuya adım atıyormuşsunuz hissi verir.
Kalenin eteklerinden şehir merkezine inen dar, taş döşeli sokaklar; eski Kafkas mimarisini andıran pencere kızakları, profilli kapı söveleri ve kapı önlerindeki küçük çay kafeteryalarıyla bezeli atmosfer sunar.
Şehir içinde restore edilmiş birkaç tarihî Osmanlı hamamı bulunur. Karla kaplı Kars’ta sıcak suya dalmak, hem beden temizliği hem ruh temizliği gibidir. Buharın içinde yansıyan loş ışık huzur hissini artırır.
Şehir merkezinde yer alan çarşının taşlı dokusu, yöresel dekorasyon malzemeleri satan dükkanları, halı‑kilim tezgâhları ve sıcak çay yanında ağır konuşmalarla doludur. Pazar sabahları daha da rövanş alır.
Tuna Mahallesi’ndeki bu kapsamlı müze, Altay boylarından Sovyet izlerine kadar geniş bir zamansal geçit sunar. Tarih öncesi dönemlerden kalma taş buluntular, askeri objeler ve etnografik eserler, gezilen her köşeye anlam katar.
Şehir merkezinden 25 km uzaklıkta olsa da, kale tepesinin panoramik noktasından Ani Harabeleri görünür. Bu manzarayla gün batımını izlemek unutulmazdır. Dönüş yolunda gece kampı yapabilirsiniz.
Kars mutfağının simgesi kaz eti, bal, lor, tuzlu peynir masada ağırlığını hissettirir. Eskiden askeri kışlalar havası taşıyan restoranda soba kenarına oturmak, yemek kültürünü yerel atmosferle tamamlar.
Karla kaplı kent merkezi, köprülerde duran ağaçlar, cami minarelerinin silüeti ve kale surlarının karla birlikte verdiği zıt renkler, her fotoğraf meraklısına gün doğumu ve batımı renk paleti sunar.
Merkezdeki yeşil alanlar, Kar yağışlı kış dışında yürüyüş, çim piknikleri, aile sohbetleri için idealdir. Bahar gelince rengârenk çiçeklerle bezeli banklar ziyaretçiyi bekler.
Tarihi bir yapı olan şehir tiyatrosu, dönemsel oyunlar ve yerel festivaller için kullanılır. Karlı gecelerde camlarından sızan turuncu sokak lambaları, binanın içindeki sıcak atmosfer hissini iletir.
Napolyon’un Rusya seferi sırasında geçtiği rivayet edilen izlerin takip edildiği kısa bir rota şehir içinde düzenlenir. Bu hatıra durağı, hem tarihsel hem turistik anlam taşır.
Merkezden kısa bir araç yoluyla ulaşılan bu köprü, hem mimari hem tabiat anlamında komple bir karenin bir parçasıdır. Nehir kenarındaki çay evinden çay içmek size huzur verir.
Gece olunca, cami minareleri, köprü taşları, beyaz kar üzerindeki yürüyüş yolları, hemen her köşe direk aydınlatılır. Işıklar altında şehir adeta masalsıdır.
Kars merkezde akşamüstü satılan kaşarlı mısır ekmekleri, fırının yanından aldığı duman ve karla kaplı sokaklarda peynirli sıcaklık sunar. Küçük bir tat ama büyük bir anı.
yorum