Taş patikalarla çıkılan kale tepesi, Selim’e ait geçmişleri fısıldayan kalıntılar sunar. Zirvede, Kars düzünü, Tunca Çayı kıvrımlarını ve sınır ötesine uzanan yaylayı görmek mümkündür. Sabah sisli manzaralar ve gün batımında altın tonlarla birleşen ova, fotoğrafseverleri büyüler.
Selim’e bağlı yaylalar bahar aylarında çiçek ve çimenlerle kaplanır. Küçük göletler kenarında serinlemek, kuş sesleri eşliğinde çadır kurmak doğayla iç içe anlar sunar. Hatta halk arasında “yeniden doğma hissi” diye adlandırılır.
Tunca Çayı’nın küçük kollarda birleştiği noktalarda, asırlık taş kemer köprüler sizi bekler. Geçit altındaki su durgun akarken kemer yapının üzerindeki yosun dokusu ve yansıma efektleri, büyülü bir atmosfer yaratır.
Selim köylerinden biri olan Kırkpınar, drone görüntülerindeki köy yerleşimiyle dikkat çeker. Taş yollar, eski ehlilli evleri, kapı önü çay keyfi sizi köy kültürüne davet eder. Burada bir kapı çaldığınızda misafir olmak olağandır.
Selim’den Tuzluca’ya uzanan toprak yol, göl kenarları, orman gölgeleri ve yamaç köylerinin arasında geçer. Fotoğraf için dizayn edilmiş kareler sunar; patika üzerindeki manzara kapanlarında mola keyfi yapılır.
Yayla patikalarda gezerken çıkan kaynak suları, küçük dere havuzları, ayaklarınızı suya sokmanız için davetkar olur. Suyla gelen serinlik, toprak ve ot kokusu sizi yeniler.
Gölgeli bir ağacın altında taş sedir, örtü, peynir, köy ekmeği, bal ve çayla kurulan sofralar insanı başka dünyaya taşır. Buradaki sessizlik ve doğallık; şehir temponun zıttıdır.
Selim yayla ve tepe noktaları, ışık kirliliğinden uzak olduğu için gece yıldız izlemek için eşsizdir. Kamp ateşin kıpırtısı, soba çayı ve sohbetle zamanın akışı hafifler.
Kahvaltı sonrası gölette gezen sis damlaları, ağaç gölgeleri ve patika yollar sisli bir masalı anımsatır. Sabah serinliğiyle birlikte çekilen kareler hafıza dolusu olur.
Hafta sonu kurulan küçük pazarda yöresel peynir, bal, taze soğan, yumurta, kurutulmuş ot ürünleri bulunur. Satıcılarla sohbet ederek yol kültürünü derinlemesine hissedersin.
Bazı köylerde antik taş hamam kalıntıları, restore edilmiş oturma alanları ve soba merkeziyle nostaljik bir temizlik ritüeli sunar. Karşılıklı sohbet eşliğinde dinlenmek huzur verir.
Kapıyı çaldığınızda davet edilebileceğiniz bir sofrada yoğurt çorbası, patatesli yufka, taze ot salataları yer alır. Doğallık ve misafirperverlik iç içe geçer.
Göletteki aynalı yansıma, taş kemer üzerindeki ışık efektleri, gökyüzüyle birleşen yayla çimenleri… Selim, doğal karelerle dolu bir sanat galerisi gibidir.
Selim’e yakın bir baraj gölünde gün batımını izlemek mümkündür. Suya düşen kırmızı ışıklar, dağ gölgeleri ve yansıma üçgeni sinema sahnesine benzer.
Selim’den küçük köy yollarıyla uzakta yer alan Rossignol rotası; ahşap yayla evleri, köy tensel hayatı ve doğayla iç içe bir keşfe imkan tanır.
yorum